Bu hayattaki en zor sorulardan biri herhalde “Doğru mesleği nasıl seçerim?” sorusudur.
Günümüz şartlarında siz gençlerin ne istedikleri üniversiteye girebilme şansları ne de iş seçebilme şansları ne yazık ki az. Sınav sistemine dayalı bir eğitim sisteminde tercihler çok da bilinçli yapılamıyor. Üzerine çevre baskısı ve yönlendirmeler eklenince, tabii ki yaşlar da genç olunca belki de hayatınız boyunca hiçbir şekilde önünden geçmeyeceğiniz bir bölümde kendinizi bulabiliyorsunuz.
Hayatımızın en önemli kararlarından biridir doğru mesleği seçebilmek ve doğru işte çalışabilmek. Doğru eş seçmek kadar önemlidir. 🙂
Bütün hayatınızı sevmediğiniz bir işte geçirdiğinizi hayal edebiliyor musunuz? İşe giderken ayaklarınızın geri geri gittiğini ve sadece para kazanmak zorunda olduğunuz için her gün sevmediğiniz işlerle uğraşmak zorunda kaldığınızı?
Şimdi aklınızdan eminim şu soru geçiyor: Bu koşullarda bu söylediğinizi nasıl yapacağız? Doğru mesleğin ne olduğuna nasıl karar vereceğiz? O zaman arkanıza yaslanın ve benim söyleyeceklerime bir göz atın bakalım.
Doğru meslek için kendinizi tanıyın
İnsan doğru mesleğin kendisi için ne olabileceğine karar vermeye öncelikle kendisini tanımakla başlıyor. Buradaki sihirli formül kendinizi gerçekten tanımak, yeteneklerinizi keşfetmek ve kendinize doğru hedefler koymaktan geçiyor.
Aslında bu kendini tanıma ve yeteneklerinizin farkına varabilme işi, kabul ediyorum ki sizin tek başınıza altından kalkabileceğiniz kadar kolay değil. Ailenizin ve yakınlarınızın bu konuda desteğine ihtiyacınız var. Ama diyelim ki aileniz de ezberletilmiş ve çevreden gördükleri gibi belli meslek kalıpları içinde kalmışlarsa size önerecekleri ve sizi yönlendirecekleri meslekler de o vizyonda olmayacak mıdır?
Örneğin, her konuşmamda ve her paylaşımımda özellikle kız çocuklarının meslek seçimlerinde ailelerin nasıl etkili olduğundan bahsediyorum.
Günümüzde hâlâ kadınların seçtiği meslekler daha az zaman alan, daha çok tatil imkânı olan, seyahat gerekliliği olmayan, akşam ve hafta sonları mesai harcanmayacak meslekler olarak seçiliyor. Bunun ana sebebi, kadının evdeki tüm sorumlulukları tek başına üstlenmesi ve kazanacağı parayla ev ekonomisine destek olması beklentisi. Burada ailelerin yönlendirmeleri çok etkili.
Nereden başlamalı?
Şimdi doğru meslek seçimi konusunda en başından itibaren yalnız olduğumuzu varsayalım. Ne ailemiz ne öğretmenlerimiz ne de yakınlarımız bize meslek konusunda yönlendirmede bulunuyorlar. Yalnızız. Ya da ailelerimiz ezberletilmiş meslekleri önümüze seçenek olarak koyuyorlar. O halde biz bu işe nereden başlayacağız?
En zor olarak görünen ama en kolay olan yolu seçeceğiz: Kendimizi tanımaya ve kendimize sorular sormaya başlayacağız.
Kendimize, yeteneklerimize, neleri yaparken en çok keyif duyduğumuza dönüp bakacağız. İletişim yetenekleri güçlü biri miyiz? Yazılı olarak mı sözlü mü olarak kendimizi daha iyi ifade ediyoruz? Sözel derslerde mi sayısal derslerde mi başarılıyız? Hangi dersi iple çekiyoruz? (Bu sorunun mutlaka birkaç seçeneği olmalı, yoksa olmaz, bilesiniz.) Müzik, sanat, spor konusunda herkesten daha mı ilerdeyiz? Daha mı proaktif ve başarılıyız bu konularda? Bu derslere ders dışında da bir merakımız da var mı? Yapay zekâ, kodlama, bilgisayar kullanımı konusunda yeteneklerimiz herkesten daha ileride mi? Neye meraklıyız? Geleceğin mesleklerini hiç araştırıyor muyuz? Mühendislik alanında kendimizi eğitim alacak kadar ilgili görüyor muyuz? İnsan vücudu ilgimizi çekiyor mu? Biyoloji dersi her derse girmekten daha fazla mı mutlu ediyor bizi? Uzaya, uzay bilimlerine ilgimiz var mı? Çocukluğumuzdan beri bu konudaki gelişmeleri takip mi ediyoruz?
İşte bu tip soruları kendimize sormamız gerekiyor. Bunları liseye başlarken sormaya başlarsanız üniversite seçimlerinizde size kılavuzluk edecek yöntemler bulmuş olursunuz.
En iyi olmak
Peki, üniversite öğrencisi oldunuz ve sırf açıkta kalmamak için girdiğiniz bölümü seçtiniz. Bu bölümden mezun olduğunuzda bu işi gerçekten yapmak istiyor musunuz? Pazarlama konusunda kendinizi geliştirmek isterken bir mühendislik bölümünde okuyorsanız hayallerinizden vazgeçecek misiniz?
“Hayatta insan sevdiği işi yaparsa bir gün bile çalışmış olmaz.” diye bir cümleyi eminim duymuşsunuzdur. Bu cümle bugüne kadar duyduğunuz en doğru cümle. Hemen bir yere kırmızı kalemle yazın ve hep göreceğiniz bir yerde tutun! Bu sebeple önce kendinizi tanıyıp en iyi yönlerinizi bulmanız gerekiyor. Hangi konuda iyiyseniz o konuda en iyi olmak için çabalamanızı öneriyorum. Hayatta size hep şunu söyleyecekler: Eksik yönlerini tamamlamalısın, onlara odaklanmalısın. Hayır, ben tam tersini söylüyorum: Her ne konuda iyiysen ve yetenekliysen ona odaklan ve o konuda en iyi olmayı hedefle! Seni başarıya götürecek ve hayallerine ulaştıracak şey, senin en iyi olduğun yönlerin olacak. Bunu sakın unutma…
Doğru meslek seçimi kendini tanımaktan ve kendine güvenmekten geçiyor. Bütün dünya da karşında dursa sen kendi içinden gelen sese kulak vererek yoluna devam et…
Unutma, hayatta insan sevdiği işi yaparsa bir gün bile çalışmış sayılmaz. 🙂