30 yıldır iş hayatında edindiğim en büyük tecrübelerden biri şu: Eğer iş yapmaya talip değilseniz kalan en kötü işleri yapmak zorunda kalırsınız. 🙂
Değişik geldi, değil mi?
Benim çocukluğumun zamanları genelde talep edilmeden sana verilenle yetinmeyi gerektiren, hatta talepkar olmanın biraz da uygunsuz karşılandığı dönemlerdi.
Şimdilerde ise siz gençlerin daha talepkar, kendini ifade ederken daha cesur olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor.
“İş dünyasında başarılı olmak” diye Google amcaya arama yaptırdığınızda karşınıza binlerce yazı, görsel gelecektir. Belki de bunu denemişsinizdir. 🙂
Başarı aslında çok farklı ele alınması gereken bir konu ve bununla ilgili de sonrasında sizlerle düşüncelerimi paylaşacağım.
Aslında sizlerle sihirli bir kelime veya formül paylaşmıyorum. 30 yıl boyunca iş hayatında talepkar olduğunuzda neler yaşadığımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Tüm iş hayatım boyunca yaptığım her işte önce “O işi nasıl en iyi şekilde yaparım?” dedim ve ardından da “Bundan sonrasında daha fazlasını nasıl yaparım?” diye sordum.
Buradan sakın şu anlaşılmasın: Kimsenin işine göz koymaktan veya yerinden etmeyi planlamaktan bahsetmiyorum. Kendinize koyacağınız küçük hedeflerden ve bunları gerçekleştirmek için neler yapmanız gerektiği konusunda fikirler veriyorum. 🙂
Öncelikle okuldan mezun olduğunuzda başlayacağınız ilk işinizde önceliğiniz daima “Ben daha fazla ne öğrenebilirim?” olmalı! Bunu tüm samimiyetimle söylüyorum. İlk işinizi, size tüm eğitim hayatınız boyunca öğrendiklerinizi uygulama fırsatı veren ikinci bir üniversiteniz olarak görebilirsiniz.
Günümüz koşullarını göz önünde tutarsak siz gençlerin öyle çok da iş seçme özgürlüğünüzün olmadığının farkındayım. Ama girdiğiniz iş eğer hayallerinizi gerçekleştirmenizde size yardımcı olmayacaksa bu iş yerinde veya iş kolunda kalmamanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Unutmayın ki iş hayatınız yaşamınızın en önemli yeri olacaktır. Mutlu bir insan olabilmenin en önemli yolu doğru ve severek yapacağınız işi seçmiş olmaktan geçiyor.
Çalıştığınız iş yerinde sadece size verilen işleri yapmak ve daha fazlasını istememek sizi vasat bir çalışandan bir adım öteye götürmeyecektir. Çalıştığınız yöneticinizi çok iyi gözlemleyip onun işlere nasıl yaklaştığını, hangi işler konusunda ona yardımcı olabileceğinizi iyi analiz etmeniz gerekiyor. Yani meraklı ve çalışkan olmanız gerekiyor! Size verilen işlerin dışında başka neleri yapabileceğinizi gözlemleyebilirsiniz. Yöneticinizin sizin görev tanımınızda olmayan ama sizin yardımcı olmanızla işlerini kolaylaştırabileceği her işine talip olmalısınız!
İşiniz bittiğinde Google, YouTube veya sosyal medyada vakit geçirmek yerine daha fazla nasıl faydalı olurum diye gözünüz açık gezmelisiniz. Eminim bazılarınız “Neden ben bu kadar çalışayım? Günün sonunda bunları yapsam da yapmasam da maaşım da şartlarım da değişmeyecek.” diyorsunuz, duyuyorum. 🙂 İşte o iş öyle değil canım arkadaşım. Siz ne kadar çok çalışırsanız karşılığını o anda almasanız da bir sonraki fırsatta alacaksınız. Nereden mi biliyorum? Tecrübe ile sabittir. Yöneticinize işlerle ilgili taleplerle gidin. Gördüğünüz yanlışları veya eksikleri nasıl düzeltebileceğiniz konusunda öneriler sunun ve sonunda yapmak için talep edin.
Çalıştığınız pozisyonun hakkını verin ve sonrasında bir üst pozisyona nasıl geçeceğinizin planlarını yapın. İnsanın iş hayatında öğrendiği her yeni şeyle kendine olan güveni de bir adım daha ilerliyor. Kendinize güvenin ama bunu yerinde ve zamanında kullanın. İş yaratın kendinize. Yöneticinize “Ben bunu da yaparım!” deyin. Ama bunu yaparken de kimsenin ayağına basmadan, kimsenin işini bozmadan ve kimseyi kötülemeden yapmanız lazım. Eğer buna dikkat etmezseniz amacınızdan çok uzaklaşmış ve gereksiz düşmanlar kazanmış olursunuz. Ve açıkçası bu tip kimseleri hiçbirimiz de sevmeyiz, değil mi?
Hayatta size “Gelin, sihirli formüller vereceğim.”, “10 adımda, 100 adımda şöyle olacaksınız!” diyenlere de çok kulak asmayın. Çalışmadan başarılı olmak, yükselmek ve bunu koruyabilmek imkânsız. Kötü örneklere veya popüler başarı öykülerine çok kulak asmanızı tavsiye etmem. Milyarlarca insanın yaşadığı ve çalıştığı bu dünyada sayısı binlerle ifade edilen kötü örnekleri kendinize rol model almayın.
Şimdi eğer iş hayatında aktif çalışansanız benim söylediklerimi bir düşünün, eğer hâlâ öğrenciyseniz de bunları bir kenara not edin derim. 🙂
Sevgiyle kucaklıyorum…