Uzun yıllardır kadınların var olma savaşlarına kulak vermeye üzerine o var olma savaşlarının içinde bizzat mücadele etmeye çalışıyorum.
Dünyada kadınlar yüzyıllardır yok sayıldı. Tarihe bakacak olursak sadece kadın olmalarından dolayı yakılan, taşlanan, öldürülen, katledilen yüz binlerce kadın hikâyesine denk gelebilirsiniz.
Ülkemizde de hâlâ kadının adı yok. Adı olsun diye yapılan mücadeleler bir yere kadar gelip belli düşüncelere belli siyasi kavgalara kurban ediliyor. Kadınların yasal hakları görmezden geliniyor.
Hâlâ kız çocukları mal gibi alınıp satılıyor. En temel hakları olan yaşama hakları bir erkeğin eline veriliyor. Hâlâ kadınlara en büyük kötülükler babaları, abileri veya aile içindeki başka erkekler tarafından geliyor. Birçok kız çocuğu, okumanın, ayakları üzerinde durabilmenin hayalini bile kuramıyor. Sadece erkeğin her türlü hizmetini gören, doğuran ve doğurduğu üzerinde bile söz sahibi olamayan kadınlar onlar. Şiddetin her türlüsünü yaşayıp, “Aile içinde olur böyle şeyler!” denilip o cehennemlere geri yollanıyorlar. Kendilerine cehennem hayatı yaşatan erkekler tarafından eğer sesini azıcık çıkaracak olsa yine onlar tarafından öldürülmekle tehdit edilen ve sonunda öldürülen kadınlar onlar.
Kadının sadece anne olmakla kutsandığı bir dünya burası.
Her sabah bir kadının, bir genç kızın türlü saçma sapan bahanelerle katledildiği ve hâlâ bu katliamların durması için kimsenin yeterince bir şey yapmadığı bir dünyada yaşıyoruz.
Dünya kadınların seslerini duymaya, kadınlara haklarını vermeye mecbur. Kadınların olduğu her yerin nasıl da yaşanacak yerlere dönüştüğünü kabul etmesi gerekiyor.
Şu devirde hala erkeklerle eşit ücret almak, eşit çalışma şartlarına sahip olmak, eşit yaşamak için mücadele etmemeliyiz!
Kadınların bu savaşında erkeklerin yanımızda olması gerekiyor.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü alışveriş kampanyalarının yapıldığı, çiçekler verildiği bir gün değil! Kutlanacak bir gün hiç değil.
Bugün erkek ve kadın hep birlikte el ele vererek barış dolu, aydınlık bir dünya için mücadele etme günüdür.
Cinsiyet kavgalarının bittiği, “Akıl birliği ile dünyayı daha iyi bir yere nasıl götürebiliriz?” günüdür bugün.
Kız çocuklarının boyun eğmek zorunda olmadığı bir dünya için çalışmak zorundayız!
Kadını karanlığa mahkûm olmuş bir toplumun aydınlığa çıkması hayal bile edilmez.
Bugün haklarımız için mücadele günüdür. Bugün de her gün gibi kadınlar olarak haklarımızı sonuna kadar savunacağımız gündür.
Sevgili kızlar, okuyun, çalışın, elinizden gelenin en iyisini yapın. Hayatınızı sakın ola ki bir erkeğin hayatına hapsetmeyin. Kendiniz için, ülkeniz için, aileniz için, yarın annesi olacağınız çocuğunuz için buna mecbursunuz.
Sizler Mustafa Kemal Atatürk’ün kızlarısınız. Ve hepinizin bu cumhuriyete borcu var, sakın unutmayın.
Sakın vazgeçmeyin…