5 yaşımızdan başlayıp 20’li yaşlarımızın ortalarına kadar hayatlarımızı aynı yaşlardaki arkadaşlarımızla birlikte geçiriyoruz.
Ufak tefek rekabetler olsa da aramızda; sağlam dostluklar, oyunlar, sırlar ve sohbetler önceliklerimiz oluyor.
Üniversiteden mezun olduğumuzda ise aynı anda mezun olan her yaşıtımız yeni bir iş yerine başvuru esnasında rakibimiz olmaya başlıyor. Ne fena, değil mi 🙂
Her yıl binlerce genç insanın aynı anda mezun olduğunu düşünecek olursak açılan bir pozisyona ne kadar çok başvuru olabileceğini tahmin etmek çok da zor olmasa gerek!
Şimdi “Bu yazdıklarınızla gözümüzü neden korkutuyorsunuz? Zaten bin bir türlü endişe içinden geçiyoruz, bir de bunu hatırlatmanın ne anlamı var ki!” dediğinizi duyar gibiyim. Amacım sizin gözünüzü korkutmak veya moralinizi bozmak değil tabii ki.
Şimdi şöyle elinize bir A4 kâğıt alıp o kâğıdı ikiye bölmenizi rica ediyorum. Sol tarafına “güçlü yanlarım”, sağ tarafına “zayıf yanlarım” diye yazıp altını doldurmanızı istiyorum. Bunun için gerçekten ciddi ciddi vakit ve konsantrasyon gerekiyor, bilin isterim.
Sonrasında ise güçlü yanlarınızı yazdığınız maddelere iyice odaklanmanızı rica ediyorum. İşte sizi aynı anda iş başvurusu yaptığınız kişilerden bir adım öne çıkaracak olan şeyler bunlar olacak.
İsterseniz bunu size özetlemeye çalışayım. Okul hayatınız boyunca öğretmenlerinizin ve ailelerinizin size eksik yönlerinizi tamamlamanız konusunda hep telkinlerde bulunduklarını biliyorum. Çünkü bana da özellikle iş hayatımda eksik olan yanlarıma yönelmem gerektiğini, kendimi ancak böyle tamamlamamın mümkün olacağını söylediler. Bu tamamen yanlış değil ama doğru da değil.
Bir insanı diğer insanlardan farklı kılan, sahip olduğu özelliklerdir. Resme çok yeteneği olan birinin bu yeteneğine yoğunlaşarak şahane bir ressam olması gereken sürede müzikle ilgili eksiğine yönelip onu geliştirmeye çalışması çok büyük haksızlıktır.
İş hayatında en başarılı ekipler belli yetenekleri olan insanların bir araya gelip birbirlerini tamamladıkları ekiplerden oluşur. Eğer siz kendinizi sayısal alanda çok daha başarılı ve yetenekli hissediyorsanız yazım becerilerinin çok önemli olduğu işlere talip olmamanız gerekir.
Kendi yeteneklerinizin ve özelliklerinizin farkına varmak ve onları geliştirmek en büyük önceliğiniz olsun. Tabii ki zaman içinde tamamlamanız gereken belli eksik taraflarınızı da geliştireceksiniz. Ama sizi siz yapacak ve iş hayatında öne çıkaracak şey güçlü yönleriniz olacaktır.
Okul yıllarınızla eğitim hayatınızın sonuna geldiğinizi düşünmeyin. Eğitim ve gelişim, yaşam boyu devam eden bir yolculuk olacak. Bunu ne kadar erken fark ederseniz o kadar hızlı yol alırsınız.
Bütün yarışınız kendinizle olsun. Her gün kendinize “Dünden bugüne kendime ne kattım?” sorusunu sormayı ihmal etmeyin.
İş hayatına atılmak, doğru işi bulmak, o işte başarı kazanmak kolay değil. Ama eğer siz doğru formülleri bilirseniz zor da değil.
Hiçbir başarı tesadüf değil, hiçbir başarı şansla sürdürülebilir de değil. Ama unutmayın ki başarısızlıklar da sizi belli noktalarda çok eğitecek ve geliştirecek.
Uzun lafın kısası, bu kadar rekabetçi bir dünyada “Neden sen?” sorusunun cevaplarını bilip hazırlanmanız gerekiyor.