Bu konuyu aslında zaman zaman röportajlarda ve konuk olduğum söyleşilerde dilimin döndüğü ölçüde anlatmaya çalışıyorum. Çok önemsediğim ve çok inandığım bir konuyu sizlerle de buradan paylaşmak istiyorum. Bugüne kadar size söylenen veya önerilen şeylerden çok farklı bir şey duyacaksınız benden.
Tüm yaşamımız boyunca şu cümleyi eminim en az bir kez mutlaka duymuşsunuzdur: Eksiklerin nelerse onları geliştirmen lazım. Eksik olduğun alanda kendini eğitmen lazım.
Bense size şunu söylüyorum: Hangi alanda iyisiniz? Neyi en iyi yapıyorsunuz? Onu daha iyi yapmaya gayret edin. İyi olduğunuz alanlarda en iyisi olmaya kafa yorun. Yeteneklerinizin farkına varın. Okul hayatınızda hangi derste başarılısınız? Hangi dersi daha çok seviyorsunuz? Hangi ders sizin ufkunuzu açıyor? O derslere odaklanın. Bırakın eksik taraflarınızı, zaman kaybetmeyin. Herkes her şeyi iyi yapamaz, yapmamalı da. Herkes iyi yaptığı şeyleri daha da iyi yapmak için çalışmalıdır. Örneğin, çok güzel resim mi yapıyorsunuz? Daha güzelini yapmak için çaba sarf edin. Harika bir matematik zekâsına mı sahipsiniz? Daha da geliştirin. Eğitim sistemini eleştirmekle ilgili bir şey yazmayacağım zira bu başka bir yazının konusu ama herkese her şeyi yaptırmaya çalışmak veya aynı oranda herkesten başarı sağlamasını beklemek çok büyük bir haksızlık.
Okul hayatınız boyunca gerçekten neye ilgi duyuyorsanız veya hangi alanda kendinizi başarılı hissediyorsanız o alanlara odaklanıp daha da iyisini yapın. Lütfen yapın.
İş hayatında size verilecek görevler veya iş hayatında yükselme şanslarınız sizin yeteneklerinize ve neleri en iyi yaptığınıza göre belirleniyor. Ekipler böyle kuruluyor. Farklı yeteneklerdeki kişilerin bir araya gelerek oluşturduğu topluluklara ekip diyoruz. Bırakın size her şeyi çok iyi yapmanız gerektiğini söyleyen insanları. Kendinizi küçük yaşlarda tanımaya çalışın. “Ben nerede kendimi en iyi ifade ediyorum? Bu hayatta ne olmak istiyorum? Hayatımı kazanırken hangi özelliğim beni diğer insanlardan ayırarak yolumu açacak?” Bu soruları sorun kendinize.
Bir insanın kendine yapacağı en büyük iyilik kendini tanımaya çalışmasından geçer. Eğer kendinizi tanır, yeteneklerinize odaklanırsanız hayatınızı kazanmanız ve hayatınıza sahip çıkmanız hem kolay hem zevkli olur.
Şirketlerde yöneticiler ekiplerini kurarken kişilerin yeteneklerini analiz ederler. Kişilerin bilgi ve becerileri ekipler içindeki görev ve sorumluluklarını belirler. Hayatı bir orkestraya benzetirseniz piyano çalanın piyanoyu en iyi çalması beklenirken şarkı söyleyenin de en iyi şarkıyı söylemesi beklenir. İyi şarkı söyleyen kişinin neden piyano çalmadığı veya iyi piyano çalmadığı sorgulanmaz.
Sizlere, iş hayatına yeni atılıyorsanız şirketlerde hangi görevlerin size uygun olduğunu iyi gözlemlemenizi ve buna göre göre yeteneklerinizi gözden geçirmenizi ve en iyi neyi yapıyorsanız “Daha iyisini nasıl yaparım?”ın peşine düşmenizi öneririm.
Ve eğer hâlâ öğrenciyseniz kendinize dürüstçe şunu sormanızı istiyorum: “Ne olacağım ve buna yeteneklerim uygun mu?”
Sizlere anlatılan her şeyi koşulsuz kabul etmeyin; sorgulayın, merak edin, araştırın.
Elinizde size armağan edilmiş sadece bir hayat var ve o hayatı başkalarının hayallerini gerçekleştirmek için harcamayın.