Ben insanların içlerinde hem kötülük hem iyilik olduğunu düşünenlerdenim. Yani bir insanın %100 iyi veya %100 kötü olabileceğine inanmam.
Hayatımız boyunca türlü sınavlar veriyoruz ve yaşamımız boyunca da vermeye devam edeceğiz. Başıma ne gelirse gelsin, ben hep bunların bana bir mesaj verdiğine inanarak yaşıyorum. İyi şeylere de kötü şeylere de hep bu şekilde yaklaşıyorum. Özellikle içinden çıkılması zor dönemlerimde ise kaybetmemem gereken umut ve sakinliği korumak için çabalıyorum.
Mesela, özellikle iş hayatımda karşılaştığım her zorluğun beni sonrasında daha üst bir seviyeye taşıdığını rahatlıkla söyleyebilirim. Geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken “İnsanların hep başarı hikâyelerini dinliyoruz, aslında başarısızlık hikâyeleri daha ilham verici olabilir.” dedik. Başarısızlıklar size birçok açıdan kılavuz olabilirler.
Her insanın ama her insanın hayatında çuvalladığı, pişman olduğu, beceremediği, yanlış yaptığı dönemler oluyor. Özellikle gençlere “Başarılı gördüğünüz insanların aslında hikâyelerinin tamamını dinleseniz, nelerle mücadele ettiklerini bilseniz; pes etmedikleri, umutlarını kaybetmedikleri için sonunda başarılı olduklarını anlayacaksınız.” demek isterim.
Özellikle yaşanan en kötü zamanlarda insanın insanlığını koruyabilmesi, iyilikten vazgeçmemesi ve başına ne gelmiş olursa olsun yolunu iyilikten saptırmaması hem başarıyı hem mutluluğu birlikte getiriyor.
Hatalar, yanlışlar, keşkeler, pişmanlıklar hepimiz için. Duygularımıza kulak verip o duygularla başa çıkmanın en kolay yolu iyilikten asla vazgeçmemektir. Bunu tüm samimiyetimle söyleyebilirim.
Yaşayan her insanın her an her şey başına gelebilir. Mesela “Ben bunu hak etmedim.” dersiniz kendinize ama sizinle birlikte aynı şeyleri yaşayan milyonlarca insan da hak etmemiştir. Yani sizin diğerlerinden hiçbir farkınız yoktur.
Yaşadığımız dönem zorlu bir dönem. Ama bunu annenize veya babanıza sorun, onlar da gençlik dönemlerinin zorlu bir dönem olduğunu söyleyeceklerdir. Hatta sizin onlardan çok daha şanslı olduğunuzu, sizin sahip olduğunuz imkânlara kendilerinin asla sahip olmadıklarını uzun uzun anlatacaklardır.
Yani yaşadığımız her dönem, o dönemi yaşayanlar için zor. Sabahtan akşama kadar yaşadığımız dönemin ne kadar zor olduğunu söyleyip öylece bir mucize gelmesini bekleyeceksek şimdiden söyleyeyim ki bu neredeyse imkânsız. Mucizeleriniz de seçimleriniz de yaşamınız da sizin ellerinizde.
Kimse ama hiç kimse gelip de sizin hayatınıza sihirli bir değnekle dokunmayacak. Böyle bir beklentideyseniz yanlış yoldasınız. Köprüden önceki son çıkışı da kaçırmayın. 🤗 Yoksa yıllar içinde çekilmez bir insana dönüşür ve kendiniz bile kendinize tahammül edemezsiniz. ☹
Yolunuz hep ama hep iyilikten doğruluktan yana olsun. Ne yaşarsanız yaşayın, ne görürseniz görün, yolunuzdan asla dönmeyin.
Tüm yaşamım, özellikle iş yaşamım boyunca doğruları hep kötülerden öğrendim. Kötü yöneticilerim bana nasıl iyi bir yönetici olmam gerektiğini öğretti. Kötülük içinde yaşayan insanların en sonunda kendi kötülüklerinde boğulduklarına defalarca tanık oldum.
Tarafımı seçerken içimdeki kötü olan her duygunun karşılığına dönüşmesi için çabaladım. Doğruluktan ve iyilikten, yaşadığım onca kötü deneyime rağmen asla vazgeçmedim.
Eğer bugün mutluysam, başarılıysam bunu pes etmemeye, iyi insan olmak için çabalamaya, çalışmaya ve en önemlisi kendime saygı ve sevgi duymaya devam ederek gerçekleştirdim.
Çalışmadan, üretmeden başarı olmuyor! İyi insan olmadan da mutlu olunmuyor…
Tarafınızı iyi seçin! İçinizdeki iyilikleri her gün daha da artırın ve çalışan, üreten ve kendisi dışında başka insanlara da faydası olan insan olmaya çabalayın.
Bu dünyayı iyilikler ve iyi insanlar kurtaracak sakın unutmayın.